Ayrılıklar getirir yalnızlığı bize.Etrafınada onlarca insan olsa bile yalnız hissedersin.Çünkü artık o yok.Yaşama isteğini emer yalnızlık.Gülüşün bile bir garip gelir.Tanıyamazsın aynanın karşısındaki seni.Kendini avutmaya çalışırsın.Dert ortağı ararsın kendine.Yalnız olmana rağmen arar durursun.Şarkılar yetişir imdadına.Şarkılarda bulursun onu.Şarkılarda ağlarsın,şarkılarda gülersin,şarkılarda ayrılırsın.Onu geri getirmişti şarkılar.Zaman geçtikçe şarkılarda etkisini yitirir.İçine çekemez artık seni.Kalbiyle düşünenler bilir en küçük ayrıntılarda ondan bir parça varolduğunu.Başka ayrıntılarda aramaya başlarsın yavaş yavaş.
Gidişi yağmurlu birgünde olmuştu.İstanbul arkamdan ağlıyor demişti.Her yağmurda gözlerim yaşarır.Yağmurla birlikte arkasından ağlardık.İçimde bir ümit vardı ne de olsa yağmurla gitmişti yağmurla dönücekti.Kaç yağmur geçti aradan sayamadım.Artık ne bende ümit kaldı ne de bulutta akıtıcak damla.Ama yalnızlar bilir başka bir ayrıntıda karşısına çıkıcağını.Ummaktan başka elinden ne gelebilirdi ki ? Her telefon çalışında sanki o ararmış gibi koşarsın cevap vermeye.Her mesajı o atmış gibi hissedersin hissedersin.Her mesajda yavaş yavaş umudun kırılır.Kaç mesaj sonra anlıyabileceksin cebinde numarasından başka birşey kalmadığını?
Kabullenmeye çalışırsın onsuzluğu.En zoruda budur belki.Eğleniyormuşun gibi gelir.Mutlu sanarsın kendini.Yeni yüzler,yeni hayatlar tanırsın.Yeni zevkler kazanırsın.Ama geceleri huzurlu uyuyamazsın artık.Bilinç altına işlenmiş bir dövme gibi rüyalarında seni bekler.En mutlu anların rüyalardır belki.Onu beklersin gecelerde.Hayaliyle uyuyakaldığın kaçıncı gece acaba?Buram buram hissedersin onu.Kokusu bile burnuna gelir.Özlemi kat kat artar uyandığında...Düşünemezsin.Öylece yatarsın.Ölmek istemezsin ama hiç doğmamış olmayı düşünürsün.Gelecek senin için anlamsızdır.Yalnızlığı iliklerinde hissedersin.Yaşarken ölmüşsündür.Zaten yaşarken ölmek değil mi yalnızlık?
18 Nisan 2012 Çarşamba
14 Nisan 2012 Cumartesi
Aklımı iki kere kaybettim ben
Aklımı iki kere kaybettim ben.Onu gördüğümde hayatımda ilk kez iç güdülerimi hissettim.Soğuk bir havada esen ılık rüzgardı o.Hayat bana bu güzelliği nasıl yaptı anlamamıştım.Yıllarca kendinden beni soğutmak için onlarca şey yaptıktan sonra beni kendisine bağlamasına şaşırmıştım.Artık güneşin doğuşu anlam kazanmıştı bende.Bu kıyak için hayata sıkı sıkı sarılmaya karar vermiştim.Karamsar günler,amaçsız geçen saatler artık yerini anlamlandırılmayı bekleyen günlere dönmüştü.Hayat bana boş bir kağıt daha vermişti sanki.
19 mayısta tanışmıştık onunla.Atatürk'ün Samsuna çıktığı tarih..Irkımız için umutların yeniden alevlendiği tarih..Benim ruhumun kurtuluşu içinde yeni bir umut kaynağıydı artık bu tarih.19 mayıs benim ikinci doğum günüm oldu.Gerçeten çok güzel bir duygu kanından olmayan biri,hiçbir çıkarı yokken yanlız kaldığında seni düşünen biri olması.Hayatı birlikte anlamlandırmak kadar güzel bir duygu daha var mı ? Aklında geçen değil de hissettiğin gibi davranmak gibisi var mı?
Yanındayken düşünemezdim ben.Belki de bundan dolayı ona bu kadar bağlandım.Kimin yanında bu kadar rahat olabilirdim ki?Etrafımda ki insanların hakkımda neler düşünceklerini umursayarak mutlu olamazdım ki.Ama o benim hakkımda kötü düşünceye yer vermezdi.Ön yargı yoktu aramızda.Sadece mutluluk..Uykularımızdan feda ederek konuştuğumuz günler,hırs katmadan oynadığımız oyunlar..Hayat gerçektende çok güzeldi.Çok birşey değil onun gülüşü olsun yeter.
Hayatın bu kadar güzel gitmesi tam olarak fırtına öncesi sessizlikti.26 Haziran...Artık beden olarak yanımda olmuyacaktı.Gitmesi gerekiyordu.Anlaşmıştık ama ruhlarımız bir olucaktı.Ruhlarımızı kim ayırabilir ki?Kimin gücü yetebilir ki onu içimden silinmesine?
Gücü yeticek bir kişi varmış 'o'.Bu ihtimali düşünmemiştim bile.İkinci kez iç güdülerimi hissettiğim zamandı.Sıcak bir havada içilen sıcak kahveydi artık.Hayat bana bu güzelliği neden yaptığını anlamıştım artık.Çıkarsız sandığım sevgiyi aslında olmadığını öğretmeye çalışmıştı bana.Aslında tam olarakta öğretti.Hiç kimsenin çıkarı dışında sevgi vermediğini öğretti bana.İnsanların hep ben merkezli yaşadığını anlattı bu sefer bana hayat.İlerde uzak yol kaptanı olmak istiyordum.Beni bağlayan birşey yoktu o gelmeden önce.Vazgeçmiştim bu kararımdan.Şimdi ise burada kalmam için sebep yoktu artık.Hatta gitmem için sebep olmuştu çok garip.Şunu anladım ki ailem dışında karşılıksız sevgi alıp-verebileceğim varlık yok.İşte bu yüzden insanlardan uzak olmak için gidicem.İstanbul'dan,Isparta'dan uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşıcam..
Isparta...Gün ışığımı çalan şehir.Ahımı alan şehir.Ne olur aklımı geri ver bana.
19 mayısta tanışmıştık onunla.Atatürk'ün Samsuna çıktığı tarih..Irkımız için umutların yeniden alevlendiği tarih..Benim ruhumun kurtuluşu içinde yeni bir umut kaynağıydı artık bu tarih.19 mayıs benim ikinci doğum günüm oldu.Gerçeten çok güzel bir duygu kanından olmayan biri,hiçbir çıkarı yokken yanlız kaldığında seni düşünen biri olması.Hayatı birlikte anlamlandırmak kadar güzel bir duygu daha var mı ? Aklında geçen değil de hissettiğin gibi davranmak gibisi var mı?
Yanındayken düşünemezdim ben.Belki de bundan dolayı ona bu kadar bağlandım.Kimin yanında bu kadar rahat olabilirdim ki?Etrafımda ki insanların hakkımda neler düşünceklerini umursayarak mutlu olamazdım ki.Ama o benim hakkımda kötü düşünceye yer vermezdi.Ön yargı yoktu aramızda.Sadece mutluluk..Uykularımızdan feda ederek konuştuğumuz günler,hırs katmadan oynadığımız oyunlar..Hayat gerçektende çok güzeldi.Çok birşey değil onun gülüşü olsun yeter.
Hayatın bu kadar güzel gitmesi tam olarak fırtına öncesi sessizlikti.26 Haziran...Artık beden olarak yanımda olmuyacaktı.Gitmesi gerekiyordu.Anlaşmıştık ama ruhlarımız bir olucaktı.Ruhlarımızı kim ayırabilir ki?Kimin gücü yetebilir ki onu içimden silinmesine?
Gücü yeticek bir kişi varmış 'o'.Bu ihtimali düşünmemiştim bile.İkinci kez iç güdülerimi hissettiğim zamandı.Sıcak bir havada içilen sıcak kahveydi artık.Hayat bana bu güzelliği neden yaptığını anlamıştım artık.Çıkarsız sandığım sevgiyi aslında olmadığını öğretmeye çalışmıştı bana.Aslında tam olarakta öğretti.Hiç kimsenin çıkarı dışında sevgi vermediğini öğretti bana.İnsanların hep ben merkezli yaşadığını anlattı bu sefer bana hayat.İlerde uzak yol kaptanı olmak istiyordum.Beni bağlayan birşey yoktu o gelmeden önce.Vazgeçmiştim bu kararımdan.Şimdi ise burada kalmam için sebep yoktu artık.Hatta gitmem için sebep olmuştu çok garip.Şunu anladım ki ailem dışında karşılıksız sevgi alıp-verebileceğim varlık yok.İşte bu yüzden insanlardan uzak olmak için gidicem.İstanbul'dan,Isparta'dan uzaklaşabildiğim kadar uzaklaşıcam..
Isparta...Gün ışığımı çalan şehir.Ahımı alan şehir.Ne olur aklımı geri ver bana.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)